Gelişme ve kalkınma hedefleriyle uyumlaştırılan nükleer enerji üretimi, negatif dışsallıkları bağlamında tartışmalı bir konudur. Dünya genelinde Çernobil Nükleer Felaketi ve ondan 25 yıl sonra meydana gelen Fukuşima Nükleer Felaketi nedeniyle nükleer enerjiden çıkış eğilimi oluşmuşsa da başta Türkiye olmak üzere bazı ülkeler ilk defa nükleer santral sahibi olmayı planlamaktadır. Bu çalışmayla nükleer zincirin bir halkası olan nükleer enerjinin kapitalist sistemle tarihsel ilişkisi bağlamında göz ardı edilen ekolojik ve toplumsal sağlık riskleri, 2011 yılından bugüne devam etmekte olan Fukuşima Nükleer Felaketi’nin etkilerine dair saha araştırmalarından örneklerle açıklanmaya çalışılacaktır. Sunum kapsamında nükleer enerjinin içinde yer aldığı tüm bir nükleer zincirin kadınlar ve çocuklardan dezavantajlı gruplar üretmesi, sağlıklı yaşam hakkının engellenmesine yönelik yanlış bilginin dolaşıma sokulması, nükleer süreçlere dair bilgi edinmede şeffaflığın mümkün olmaması gibi soru ve sorunlar tartışılacak, nükleer enerji karbon salmayan bir enerji midir? İklim krizi koşullarında nükleer enerjiyle sağlıklı bir gelecek tahayyülü mümkün müdür? gibi sorulara da cevap aranacaktır.
Pınar Demircan Mimar Sinan Üniversitesi Sosyoloji Ana bilim dalında doktor adayı. Başlıca ilgi alanları ekolojik riskler, toplum-bilim-teknoloji çalışmaları, risk sosyolojisi, politik ekoloji ve toplumsal hareketler. Aynı zamanda araştırmacı gazeteci ve nükleer karşıtı aktivist olarak 2014 yılı itibariyle nükleer enerji konusunda bilgi portalı Nükleersiz.org’un koordinatörü. Nükleer süreçlerle ilgili çalışmaya başlamasında Fukuşima Nükleer Felaketi ve ardından Türkiye’de gerçekleştirilmek istenen nükleer santral projeleri belirleyici oldu. Japonca’dan tercümelerle nükleer felaketin fikri takibini yaparken Fukuşima tanıklıklarının toplumsal paylaşımında, Japonya’daki sivil toplum örgütlerinin davetiyle Fukuşima sonrası (Post-Fukuşima) toplum temalı çeşitli projelerde çalıştı. En son Takagi Vakfı’nın desteğiyle Fukuşima ve Tokyo’da gerçekleştirdiği kendi araştırmasını STS TURKEY 2019 Kongresi’nde sundu.