Çevrimiçi Sunuma Davet
Çarşamba, 10 Ocak 2024, saat 19:00 (Türkiye saati; GMT +3)
Dr. Öğr. Üyesi Harun KORKMAZ
İstanbul Üniversitesi, Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü, Türk Sanatı Tarihi
Klasik Türk Musikisinde Temel İcra Biçimi Olarak “Fasıl” Ve Tarihsel Arka Planı
Osmanlılar, musiki eserlerinin icrasını, mirasçısı oldukları seçkin şark kültürlerinin pek çoğunda olduğu gibi fasıl düzeni içerisinde gerçekleştirirlerdi. Batı müzik dünyasındaki “süit”lere benzetilebilecek olan bu düzende, faslın unsurları olan saz eserleri ile sözlü eserler belli bir sıralama ile art arda icra edilirdi. Bu sıralama tarih boyunca sürekli değişmiş, XX. yüzyılda son şeklini alan popüler şarkı fasıllarına kadar bu gelenekten pek çok varyasyon türemiştir. “Fasıl” kelimesinin bir müzik tabiri olarak sınırları Evliya Çelebi’de dahi muğlâktır. Yarım asır kadar sonra pekçok saz eserinin notasını da kayda geçiren Kantemiroğlu’nun edvarında ise bu sınırlar artık çok belirgindir. Kantemir, makamları, usûlleri, beste türlerini anlattığı gibi, faslın detaylarını da yazdı. XVII. yüzyılın ortalarında Evliya Çelebi’nin Seyahatnamesi ve Ali Ufkî’nin çeşitli eserlerinde ve mecmualarında yer yer izlerini görebildiğimiz “fasl”ın sıralamasını onlardan yaklaşık yarım asır sonra ilk defa anlatan kişi Kantemir olmuştur. Gerçi fasıl her dönemde değişmiştir. Hele XVII. yüzyılda musikideki en büyük değişimler yaşandığı gibi fasılda da köklü değişimler olmuştur. Aynı dönemde pekçok fasıl düzeni bulunuyor olma ihtimali de yabana atılamaz. Ancak Kantemiroğlu iyi bir gözlemcidir, anlattıkları diğer kaynaklarla karşılaştırılınca ne kadar güvenilir olduğu anlaşılmaktadır. Bahsettiği fasıl düzeni zaten müzikal olarak da ideal ve iyi kurgulanmış bir yapıya sahiptir. Bu düzende Osmanlı musikisinin olmazsa olmazı olan irticâlî/emprovize yapıların ne kadar önemli bir yer tuttuğu hemen göze çarpmaktadır. Besteli eserlerin dizilişi ise eski eserlerin icrasında önemli bir problem olan sıralama sorununa ışık tutmaktadır. Bu sunumda, Klasik Türk Musikisi geleneğinde faslın XVII. yüzyıldan beri nasıl dönüştüğü ve hangi merhalelerden geçerek modern döneme ulaştığı adım adım izlenecektir.
1990’da Narman’da doğdu. İlk ve ortaokulu İstanbul’da tamamladı. Ardından 2007 yılında İstanbul Üniversitesi Tarih Bölümü’nde üniversite eğitimine başladı ve 2011 yılında bu bölümden mezun oldu. Aynı yıl aynı bölümde Osmanlı Müesseseleri ve Medeniyeti Tarihi dalında yüksek lisans programına başladı ve 2014 yılında „İstanbul Üniversitesi Kütüphanesi Musiki Yazmaları Kataloğu“ adlı teziyle yüksek lisansını tamamladı. 2021 yılında „güfte mecmuaları“ konulu doktora çalışmasını tamamladı.
Harun Korkmaz, 2013 yılında İstanbul Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü’nde araştırma görevlisi olarak çalışmaya başlamıştır. Enstitüde, Türkiye’nin en eski akademik dergilerinden biri olan „Türkiyat Mecmuası „nın yönetici editörlük görevini yürütmektedir. Hüseyin Sadeddin Arel’in Enstitü’deki arşivinin tasnif ve kataloglama çalışmalarını tamamladı. Bu arşiv, Türk müziğinin en büyük nota koleksiyonlarından birini içermektedir. Prof. Dr. Martin Stokes’un danışmanlığında King’s College London’ın davetlisi olarak TÜBİTAK desteğiyle 2018-2019 yıllarında İngiltere’de bulundu. Londra, Oxford ve Manchester’daki kütüphanelerde bulunan müzik el yazmaları üzerine bir araştırma projesi yürüttü. Ekim 2020’den bu yana Diyanet İslam Ansiklopedisi 2. Baskı Projesi’nde İslam Sanatları Bilim Kurulu üyesi olarak görev yapmaktadır. Akademik çalışmalarının yanı sıra Almanya, İsviçre, Danimarka, Fransa, Macaristan, Letonya, Avustralya, Letonya, Hindistan, Nepal ve İngiltere gibi birçok ülkede klasik Türk müziğini tanıtmak amacıyla yüzlerce program ve konserde yer aldı.